Web3 alanında, son birkaç yıl içinde birçok popüler kavram ortaya çıktı, örneğin Merkezi Olmayan Finans, AI ve RWA. Ancak, gerçekten göz ardı edilemeyecek olan temel unsur dijital kimliktir. Mülkiyet, uyumluluk ve yönetişim için anahtar giriş noktasıdır; kimlik olmadan, on-chain varlıklar ve Airdrop anlamını yitirir.
Küresel düzenlemelerin sıkılaşmasıyla birlikte, KYC (Müşterini Tanı) ve şeffaflık zorunlu hale gelmiştir. Ülkeler, yönetim verimliliğini artırmak için dijital kimlik aracılığıyla çözümler aramaktadır. Borsa, cüzdan ve Layer 1 ile Layer 2 blockchain platformlarının gerçek rekabet gücü, kimin kullanıcıların on-chain TANIMLAMA yetkisini elinde bulundurabileceğine bağlıdır. Bu, geleceğin ana savaş alanıdır.
Şu anda, çoğu merkezi olmayan kimlik (DID) projesi hala 'uygulama + anahtar' düzeyinde kalmakta ve gerçek dünyayla bağlantısız durumdadır. Sign Protocol ise dijital kimlik alanındaki TCP/IP protokolüne daha çok benziyor: Hem devletler, hem işletmeler hem de proje sahipleri tarafından kullanılabilecek bir alt düzey protokoldür. TokenTable ve Orange Dynasty, yalnızca ön uç uygulamalarının örnekleridir, Sign Protocol gerçekten bir dijital pasaport otobanı inşa etmektedir.
Sign Protocol'ün rakipleri diğer kripto para projeleri değil, devletler ve teknoloji devleridir. Singapur'un Singpass ve Hindistan'ın Aadhaar sistemleri dijital kimliğin doğru yönünü kanıtlamıştır, ancak bunlar yalnızca kendi ülkelerinde kullanılmaktadır. Microsoft ve Google'ın girişimleri ise merkeziyetsiz konsensüs eksikliği nedeniyle başarılı olamamıştır. Buna karşılık, Sign, Birleşik Arap Emirlikleri, Tayland, Sierra Leone gibi ülkelerin hükümetleriyle işbirliği yapmış, aynı zamanda Web3'ün yerel açıklığını korumuş, gerçek gelir ve token geri alım desteği sağlamıştır.
Dijital kimlik, yavaş gelişen ancak büyük bir potansiyele sahip bir alandır. Kısa vadede büyük kazançlar sağlamayabilir, ancak gelecekteki değeri ölçülemez. Fiziksel varlıkların on-chain (RWA), Merkezi Olmayan Finans (DeFi) ve AI ajanlarının nihayetinde kimlik ile bağlanması gerekecektir. Sign, gelecekteki dijital kimliğin pasaport standardı olma potansiyeline sahiptir; kısa vadede zenginlik artışı sağlamasa da, önümüzdeki on yıl içinde önemli bir yatırım haline gelebilir.
Turuncu ekosistemi bu sisteme insani unsurlar ekler, imzalayanları ödüllendirmek, güvence altına almak ve bağlamak için portakal hediye eder. Bu yöntem, kullanıcılar arasındaki bağı güçlendirir, değer paylaşımını teşvik eder ve kullanıcılara SIGN token kazanma fırsatı sunar. Bu ekosistemde, kullanıcılar dayanışma ruhunu yayabilir ve toplayabilir.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Web3 alanında, son birkaç yıl içinde birçok popüler kavram ortaya çıktı, örneğin Merkezi Olmayan Finans, AI ve RWA. Ancak, gerçekten göz ardı edilemeyecek olan temel unsur dijital kimliktir. Mülkiyet, uyumluluk ve yönetişim için anahtar giriş noktasıdır; kimlik olmadan, on-chain varlıklar ve Airdrop anlamını yitirir.
Küresel düzenlemelerin sıkılaşmasıyla birlikte, KYC (Müşterini Tanı) ve şeffaflık zorunlu hale gelmiştir. Ülkeler, yönetim verimliliğini artırmak için dijital kimlik aracılığıyla çözümler aramaktadır. Borsa, cüzdan ve Layer 1 ile Layer 2 blockchain platformlarının gerçek rekabet gücü, kimin kullanıcıların on-chain TANIMLAMA yetkisini elinde bulundurabileceğine bağlıdır. Bu, geleceğin ana savaş alanıdır.
Şu anda, çoğu merkezi olmayan kimlik (DID) projesi hala 'uygulama + anahtar' düzeyinde kalmakta ve gerçek dünyayla bağlantısız durumdadır. Sign Protocol ise dijital kimlik alanındaki TCP/IP protokolüne daha çok benziyor: Hem devletler, hem işletmeler hem de proje sahipleri tarafından kullanılabilecek bir alt düzey protokoldür. TokenTable ve Orange Dynasty, yalnızca ön uç uygulamalarının örnekleridir, Sign Protocol gerçekten bir dijital pasaport otobanı inşa etmektedir.
Sign Protocol'ün rakipleri diğer kripto para projeleri değil, devletler ve teknoloji devleridir. Singapur'un Singpass ve Hindistan'ın Aadhaar sistemleri dijital kimliğin doğru yönünü kanıtlamıştır, ancak bunlar yalnızca kendi ülkelerinde kullanılmaktadır. Microsoft ve Google'ın girişimleri ise merkeziyetsiz konsensüs eksikliği nedeniyle başarılı olamamıştır. Buna karşılık, Sign, Birleşik Arap Emirlikleri, Tayland, Sierra Leone gibi ülkelerin hükümetleriyle işbirliği yapmış, aynı zamanda Web3'ün yerel açıklığını korumuş, gerçek gelir ve token geri alım desteği sağlamıştır.
Dijital kimlik, yavaş gelişen ancak büyük bir potansiyele sahip bir alandır. Kısa vadede büyük kazançlar sağlamayabilir, ancak gelecekteki değeri ölçülemez. Fiziksel varlıkların on-chain (RWA), Merkezi Olmayan Finans (DeFi) ve AI ajanlarının nihayetinde kimlik ile bağlanması gerekecektir. Sign, gelecekteki dijital kimliğin pasaport standardı olma potansiyeline sahiptir; kısa vadede zenginlik artışı sağlamasa da, önümüzdeki on yıl içinde önemli bir yatırım haline gelebilir.
Turuncu ekosistemi bu sisteme insani unsurlar ekler, imzalayanları ödüllendirmek, güvence altına almak ve bağlamak için portakal hediye eder. Bu yöntem, kullanıcılar arasındaki bağı güçlendirir, değer paylaşımını teşvik eder ve kullanıcılara SIGN token kazanma fırsatı sunar. Bu ekosistemde, kullanıcılar dayanışma ruhunu yayabilir ve toplayabilir.