Neden en cahil insanlar, o kadar da kendinden emin olurlar? Birçok insanın bu konuda kafa karışıklığı yaşadığını düşünüyorum. Bir cehalet içerisinde olan kişi genellikle kibirli ve yüzeysel bir tavır sergiler, kendisinin her şeyi başarabileceğini düşünür. Herkesin sıkça söylediği gibi, cehalet cesareti doğurur. Kendinin bilgi kör noktalarının farkında olmadığından, neyi bilmediğini bilmez; açıkçası bu bir dev bebek biçimidir, bilgiye daha fazla keşfetme arzusu yoktur. 50'li ve 60'lı yıllarda doğan birçok insan bu tip kişilik özelliklerini taşır ve aslında bu bir kişilik bozukluğudur. Bilgiye daha fazla keşif yapıldıkça, insanlar genellikle umutsuzluk ve düşüş dönemine girerler; bir zamanlar sahip oldukları kör bir özgüven bir anda yok olur, yerini kaygı ve öz şüpheye bırakır. Bu, cahil bir insanın bilişsel yükseliş sürecinde yaşamak zorunda olduğu sancılı bir dönemdir; bu aşamayı aştıktan sonra hızlı bir şekilde gelişim dönemine geçerler. Bu aşamada, insanlar bilgi ve deneyim biriktirerek bilişsel seviyelerini yükseltirler. Kendilerini daha net görmeye başlarlar, neyi bildiklerini ve neyi bilmediklerini anlarlar ve kendi yetenekleri dahilinde avantajlarını kullanabilirler. Birikimlerin sürekli artmasıyla, insanlar nihayetinde bir bilgelik alanına ulaşırlar. Bu aşamaya geldiğinde, kişi çok net ve berrak hale gelir; genellikle fenomenlerin ötesine geçerek özünü görebilirler. Onların özgüveni artık kör bir özgüven değil, bilginin derin anlayışına ve esnek bir şekilde uygulanmasına dayanmaktadır. Bilgelikleri arttıkça, kendilerinin bile fark etmediği bir düzeye girmeye başlarlar. Bu anda, bilgi ve bilgelik bir içgörü ve içgüdü haline gelmiştir; bu da Zhuangzi'nin önerdiği, insan ve doğanın birliği fikridir. Felsefi bir açıdan bakıldığında, bu bilişsel eğri, insanlığın kendisini ve dünyayı tanıma sürecinde spiral bir yükseliş sürecini yansıtır. En cahil insanlar, kendilerini geliştirme yolculuğuna henüz başlamadıkları için daha kendinden emin görünürler; bilişsel yükselişin sancılarını ve dönüşümünü yaşamamışlardır.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Neden en cahil insanlar, o kadar da kendinden emin olurlar? Birçok insanın bu konuda kafa karışıklığı yaşadığını düşünüyorum. Bir cehalet içerisinde olan kişi genellikle kibirli ve yüzeysel bir tavır sergiler, kendisinin her şeyi başarabileceğini düşünür. Herkesin sıkça söylediği gibi, cehalet cesareti doğurur. Kendinin bilgi kör noktalarının farkında olmadığından, neyi bilmediğini bilmez; açıkçası bu bir dev bebek biçimidir, bilgiye daha fazla keşfetme arzusu yoktur. 50'li ve 60'lı yıllarda doğan birçok insan bu tip kişilik özelliklerini taşır ve aslında bu bir kişilik bozukluğudur. Bilgiye daha fazla keşif yapıldıkça, insanlar genellikle umutsuzluk ve düşüş dönemine girerler; bir zamanlar sahip oldukları kör bir özgüven bir anda yok olur, yerini kaygı ve öz şüpheye bırakır. Bu, cahil bir insanın bilişsel yükseliş sürecinde yaşamak zorunda olduğu sancılı bir dönemdir; bu aşamayı aştıktan sonra hızlı bir şekilde gelişim dönemine geçerler. Bu aşamada, insanlar bilgi ve deneyim biriktirerek bilişsel seviyelerini yükseltirler. Kendilerini daha net görmeye başlarlar, neyi bildiklerini ve neyi bilmediklerini anlarlar ve kendi yetenekleri dahilinde avantajlarını kullanabilirler. Birikimlerin sürekli artmasıyla, insanlar nihayetinde bir bilgelik alanına ulaşırlar. Bu aşamaya geldiğinde, kişi çok net ve berrak hale gelir; genellikle fenomenlerin ötesine geçerek özünü görebilirler. Onların özgüveni artık kör bir özgüven değil, bilginin derin anlayışına ve esnek bir şekilde uygulanmasına dayanmaktadır. Bilgelikleri arttıkça, kendilerinin bile fark etmediği bir düzeye girmeye başlarlar. Bu anda, bilgi ve bilgelik bir içgörü ve içgüdü haline gelmiştir; bu da Zhuangzi'nin önerdiği, insan ve doğanın birliği fikridir. Felsefi bir açıdan bakıldığında, bu bilişsel eğri, insanlığın kendisini ve dünyayı tanıma sürecinde spiral bir yükseliş sürecini yansıtır. En cahil insanlar, kendilerini geliştirme yolculuğuna henüz başlamadıkları için daha kendinden emin görünürler; bilişsel yükselişin sancılarını ve dönüşümünü yaşamamışlardır.