Kendine karşı hoşgörülü olan kişiler, başkalarına karşı sert olmazlar. Kendine karşı hoşgörülü olan kişiler genellikle başkalarına karşı daha anlayışlıdırlar; bu, ahlaki bir öz disiplin değil, derin bir psikolojik mekanizmanın uzantısıdır. Psikoloji açısından bakıldığında, bir insanın kendisiyle olan ilişkisi genellikle onun dünyayla olan ilişkisinin prototipini oluşturur. Kendi hatalarını ve sınırlılıklarını hoşgörerek karşılayabilen kişiler, genellikle daha destekleyici içsel nesne ilişkilerini içselleştirmişlerdir. Kendi değerlerini dışsal başarılar veya başkalarının onayı üzerine inşa etmedikleri için, başkalarına kaygılarını yansıtma eğilimleri de daha azdır. Aksine, kendine karşı sert olan kişilerde genellikle içsel olarak bir "sert eleştirmen" yaşar; bu eleştiri sadece kendilerine değil, aynı zamanda başkalarına da bilinçsizce yönelir. Bir kişi kendisine nasıl davranıyorsa, bu genellikle başkalarının davranışlarını yorumlama filtresi haline gelir. Kendini kabul etme düzeyi yüksek olan kişiler, başkalarının motivasyonlarını iyi niyet ve empati ile anlama eğilimindedirler, oysa kendini suçlayan kişiler çevrelerindeki dünyayı şüphe ve eleştiri ile değerlendirme eğilimindedirler. Kendine nazik davranan kişiler, duygusal dayanıklılıkları daha yüksektir ve başkalarının zorluklarını gerçekten anlamak için daha fazla empati kaynağına sahiptirler. Bu içsel ve dışsal tutarlı duygusal model, nesne ilişkileri teorisindeki içsel ebeveyn ve içsel çocuk ilişkisini de yansıtır. Kendine nazik davranabilen bir kişi genellikle daha sağlıklı bir bakım veren imajını içselleştirmiştir; bu da onların sadece kendilerini teselli edebilmelerini değil, aynı zamanda dışarıya duygusal destek verebilmelerini sağlar. Kendi kendini reddetmenin acısını başkalarını suçlayarak geçiştirmeye ihtiyaç duymazlar ve kendi kaygıları sebebiyle kontrol veya eleştiri içine girmezler.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Kendine karşı hoşgörülü olan kişiler, başkalarına karşı sert olmazlar. Kendine karşı hoşgörülü olan kişiler genellikle başkalarına karşı daha anlayışlıdırlar; bu, ahlaki bir öz disiplin değil, derin bir psikolojik mekanizmanın uzantısıdır. Psikoloji açısından bakıldığında, bir insanın kendisiyle olan ilişkisi genellikle onun dünyayla olan ilişkisinin prototipini oluşturur. Kendi hatalarını ve sınırlılıklarını hoşgörerek karşılayabilen kişiler, genellikle daha destekleyici içsel nesne ilişkilerini içselleştirmişlerdir. Kendi değerlerini dışsal başarılar veya başkalarının onayı üzerine inşa etmedikleri için, başkalarına kaygılarını yansıtma eğilimleri de daha azdır. Aksine, kendine karşı sert olan kişilerde genellikle içsel olarak bir "sert eleştirmen" yaşar; bu eleştiri sadece kendilerine değil, aynı zamanda başkalarına da bilinçsizce yönelir. Bir kişi kendisine nasıl davranıyorsa, bu genellikle başkalarının davranışlarını yorumlama filtresi haline gelir. Kendini kabul etme düzeyi yüksek olan kişiler, başkalarının motivasyonlarını iyi niyet ve empati ile anlama eğilimindedirler, oysa kendini suçlayan kişiler çevrelerindeki dünyayı şüphe ve eleştiri ile değerlendirme eğilimindedirler. Kendine nazik davranan kişiler, duygusal dayanıklılıkları daha yüksektir ve başkalarının zorluklarını gerçekten anlamak için daha fazla empati kaynağına sahiptirler. Bu içsel ve dışsal tutarlı duygusal model, nesne ilişkileri teorisindeki içsel ebeveyn ve içsel çocuk ilişkisini de yansıtır. Kendine nazik davranabilen bir kişi genellikle daha sağlıklı bir bakım veren imajını içselleştirmiştir; bu da onların sadece kendilerini teselli edebilmelerini değil, aynı zamanda dışarıya duygusal destek verebilmelerini sağlar. Kendi kendini reddetmenin acısını başkalarını suçlayarak geçiştirmeye ihtiyaç duymazlar ve kendi kaygıları sebebiyle kontrol veya eleştiri içine girmezler.