Birçok insan ticaret pazarına adım atarak grafik analizine ve göstergeleri incelemeye odaklanırken, genellikle en büyük zorluğun piyasanın dalgalanmasından değil, kendi duygularından kaynaklandığını göz ardı eder. Ticaret yolunda en büyük düşmanın içimizdeki açgözlülük ve korku olduğunu söyleyebiliriz.
Açgözlülük, kar elde ettiğimizde aşırı kendine güvenmemize, büyük pozisyonlar almaya ya da zamanında kar almayı istememeye yol açar; bu da nihayetinde kârı zarara dönüştürebilir. Riskleri göz ardı etmemize ve daha yüksek kazançlar peşinde koşmamıza sebep olarak ticaret stratejimizden sapmamıza neden olur.
Piyasa düzeltmesi veya kısa vadeli kayıplar sırasında korku devreye girer. Bizi panikletir, potansiyeli olan pozisyonları erken kapatmamıza neden olur, bu da sonraki toparlanma fırsatını kaçırmamıza yol açar. İster yükselişlerde alım satım yapmak, ister küçük kayıplar ile büyük kazançlar elde etme hatası olsun, hepsinin kökeni duyguların kontrolsüzlüğündedir.
Başarılı traderlar, duygusal yönetimin değerini iyi bilirler. Onlar, ticareti bir disiplin olarak sıkı bir şekilde uygulanan bir faaliyet olarak görürler, bir kumar oyunu olarak değil. Bu, ne kadar büyük bir cazibe veya baskı ile karşılaşsalar da, kendi ticaret sistemlerine, sermaye yönetimi kurallarına ve risk kontrol ilkelerine kararlı bir şekilde uymaları gerektiği anlamına gelir.
Sonuç olarak, ticaretteki zafer teknik bir zafer değil, öz kontrol zaferidir. Bir kişi yalnızca kar ve zararları sakin ve nesnel bir şekilde değerlendirebildiğinde, duygularını akılcı bir şekilde yönetebildiğinde, ticaret pazarında gerçek bir galip haline gelebilir.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Birçok insan ticaret pazarına adım atarak grafik analizine ve göstergeleri incelemeye odaklanırken, genellikle en büyük zorluğun piyasanın dalgalanmasından değil, kendi duygularından kaynaklandığını göz ardı eder. Ticaret yolunda en büyük düşmanın içimizdeki açgözlülük ve korku olduğunu söyleyebiliriz.
Açgözlülük, kar elde ettiğimizde aşırı kendine güvenmemize, büyük pozisyonlar almaya ya da zamanında kar almayı istememeye yol açar; bu da nihayetinde kârı zarara dönüştürebilir. Riskleri göz ardı etmemize ve daha yüksek kazançlar peşinde koşmamıza sebep olarak ticaret stratejimizden sapmamıza neden olur.
Piyasa düzeltmesi veya kısa vadeli kayıplar sırasında korku devreye girer. Bizi panikletir, potansiyeli olan pozisyonları erken kapatmamıza neden olur, bu da sonraki toparlanma fırsatını kaçırmamıza yol açar. İster yükselişlerde alım satım yapmak, ister küçük kayıplar ile büyük kazançlar elde etme hatası olsun, hepsinin kökeni duyguların kontrolsüzlüğündedir.
Başarılı traderlar, duygusal yönetimin değerini iyi bilirler. Onlar, ticareti bir disiplin olarak sıkı bir şekilde uygulanan bir faaliyet olarak görürler, bir kumar oyunu olarak değil. Bu, ne kadar büyük bir cazibe veya baskı ile karşılaşsalar da, kendi ticaret sistemlerine, sermaye yönetimi kurallarına ve risk kontrol ilkelerine kararlı bir şekilde uymaları gerektiği anlamına gelir.
Sonuç olarak, ticaretteki zafer teknik bir zafer değil, öz kontrol zaferidir. Bir kişi yalnızca kar ve zararları sakin ve nesnel bir şekilde değerlendirebildiğinde, duygularını akılcı bir şekilde yönetebildiğinde, ticaret pazarında gerçek bir galip haline gelebilir.
#Gate广场新手村第六期