6 Kasım’da ABD hisse senedi üç büyük endeksi tümüyle sert kayıplar yaşadı, Nasdaq bir ara %2’nin üzerinde düşüş gösterdi. Büyük teknoloji hisseleri topluca satışa çıktı, AI ile ilgili hisse senetleri ise tümüyle çöktü; bunlar arasında “AI uygulama hisseleri” Duolingo %25’in üzerinde değer kaybetti. VIX korku endeksi ise %8’in üzerinde hızla yükseldi. Federal Rezerv içindeki faiz indirme yoluyla ilgili ciddi fikir ayrılıkları ortaya çıktı; Goolsbee enflasyon verisi eksikliği nedeniyle temkinli davranırken, Harker şahin duruşunu korudu, Williams ise düşük faiz ortamının devam edeceğini vurguladı.
ABD hisse senedi üç büyük endeksi teknoloji hisseleri öncülüğünde sert düştü
(Kaynak: Google)
Doğu saatine göre 6 Kasım’da ABD hisse senetleri endeksleri toplamda düşük açılış yaptı ve gün boyunca kayıplarını sürdürdü. Kapanışta S&P 500 %1.12, Nasdaq %1.9, Dow Jones %0.84 değer kaybetti. Bu genel düşüş, piyasa duyarlılığının son derece kötümser olduğunu gösteriyor; yatırımcılar riskli varlıkları satıyor. Nasdaq, teknoloji hisselerinin yoğun olduğu endeks olarak en çok %1.9 kayıpla etkilendi ve teknoloji hisselerinin en büyük satış baskısını yaşadığını gösterdi.
ABD’nin büyük teknoloji şirketleri topluca sert düştü; AMD %7’nin üzerinde kayıp yaşarken, Nvidia, Tesla ve Qualcomm %3’ün üzerinde düşüş gösterdi. Amazon, Meta ve Oracle ise %2’nin üzerinde geriledi. Microsoft ve TSMC ADR’leri %1’in biraz üzerinde kayıplar yaşadı. Apple ve Broadcom ise küçük çaplı değer kaybetti. AMD’nin %7’lik sert düşüşü özellikle dikkat çekti çünkü bu şirket, AI çip alanında Nvidia’dan sonra ikinci büyük oyuncu konumunda. Nvidia ve Tesla’nın %3’lük kayıpları da oldukça anlamlı; bu iki şirketin piyasa değeri göz önüne alındığında, yüzlerce milyar dolar değer kaybı söz konusu.
AI ile ilgili hisse senetleri ise genel olarak düşüş yaşadı; bu da yatırımcıların teknoloji hisselerinin yüksek değerlemeleri konusunda endişelerini artırdı. AI uygulama hisseleri, özellikle Duolingo, %25’in üzerinde değer kaybetti ve bu, tarihin en büyük günlük düşüşü oldu. Şirketin finansal öngörüleri beklentilerin altında kalırken, kısa vadeli para kazanma yerine “kullanıcı büyümesine” odaklanmaya devam ettiği vurgulandı. Bu tarz açıklamalar, geçmişteki teknoloji balonları döneminde sıkça duyulurdu; şirketler kâr edemediğinde, kullanıcı artışına vurgu yaparak piyasa ikna edilmeye çalışılırdı. Piyasanın bu tür anlatımlara olan sabrı ise hızla tükeniyor.
VIX korku endeksi ise %8’in üzerinde hızla yükseldi; bu, piyasalarda korku ve endişelerin arttığının açık göstergesi. VIX, S&P 500 opsiyonlarının implied volatilitesini ölçen bir endekstir ve “korku endeksi” olarak bilinir. VIX’in büyük oranda yükselmesi, yatırımcıların gelecekte piyasalarda dalgalanmanın artmasını beklediğini ve koruma amaçlı satış yapmaya yöneldiğini gösterir. Günlük %8’lik artış, piyasa risk iştahının hızla azaldığını ortaya koyuyor.
OpenAI üst düzey yöneticilerinin açıklamaları AI balonu paniğini tetikledi
Analistler, OpenAI üst düzey yöneticilerinin son açıklamalarının, piyasalarda “AI balonu” tartışmasını körüklediğine dikkat çekiyor. Ayrıca ABD’de istihdam piyasasındaki kötüleşme sinyalleri de piyasa duyarlılığını daha da artırdı. OpenAI Mali İşler Direktörü Sarah Friar, Çarşamba günü düzenlenen bir etkinlikte, şirketin bankalar, özel sermaye fonları ve federal hükümet tarafından “garantili” veya “destekli” bir ekosistem kurmayı hedeflediğini söyledi. Bu, şirketin büyük çip yatırımlarını finanse etmek için bir çaba olarak sunuldu.
“Garanti” ifadesi finans alanında oldukça hassas bir terimdir; 2008 finansal krizinde hükümetlerin büyük finans kurumlarına sağladığı kurtarma paketlerini hatırlatır. Bir özel teknoloji şirketinin, finansal destek veya garanti arayışında olduğunu söylemesi, piyasalarda hemen olumsuz algılandı; şirketin finansal açıdan zor durumda olabileceği veya iş modelinin sürdürülebilir olmadığı şeklinde yorumlandı. Bu yanlış anlamalar hızla yayıldı ve AI yatırım getirileri konusunda şüpheleri artırdı.
Haberlerin yükselmesi üzerine, Friar Perşembe günü yaptığı açıklamada, şu anda hükümetin altyapı yatırımlarına “garanti” vermek gibi bir niyetlerinin olmadığını belirtti. “Garanti” kelimesinin kullanımı, aslında onun asıl niyetini tam yansıtmamıştı. OpenAI CEO’su Sam Altman ise, şirketin CFO’sunun, ABD hükümetinin “ulusal stratejik hesaplama gücü rezervi” kurması ve büyük ölçekli hesaplama satın alma anlaşmaları yapması gerektiğini ifade ettiğini açıkladı. Ancak bunun, kamu yararına hizmet etmesi gerektiği ve herhangi bir özel şirketin kar amacı gütmediği vurgulandı.
Daha sonra, Trump yönetiminin AI danışmanı David Sacks, “Federal hükümetin AI konusunda kurtarma yapmayacağını” belirtti. Sacks, “ABD’de en az 5 öncü AI modeli şirketi var; biri iflas ederse, diğerleri devralır” diyerek, hükümetin müdahale etmeyeceği yönünde sert bir mesaj verdi. Bu açıklama, hükümetin tutumunu netleştirse de, aynı zamanda AI şirketlerinin finansal açıdan zor durumda olabileceğine işaret etti; aksi takdirde bu kadar net bir açıklama yapmaya gerek kalmazdı.
İstihdam piyasası çöküşü ve işten çıkarmalar hız kazanıyor
ABD hisse senetlerindeki sert düşüş, aynı zamanda iş piyasasındaki kötüleşmenin de etkisiyle gerçekleşiyor. Challenger, Gray & Christmas verilerine göre, Kasım ayında ABD’de toplam işten çıkarma sayısı 153.074 kişi oldu. Bu rakam, özellikle teknoloji ve depolama sektörlerindeki artışla, Eylül ayına göre %183 artış gösterdi ve geçen yılın aynı döneminin neredeyse üç katına çıktı. Ayrıca, 2025 yılı, 2009’dan bu yana en yüksek işten çıkarma yılı olmaya aday.
Bu rakamların arkasında, ekonomik gerçekler yatıyor. 153.074 kişinin işini kaybetmesi, yüz binlerce ailenin gelirinin aniden kesilmesi anlamına geliyor. Teknoloji ve depolama sektörlerindeki yoğun işten çıkarmalar, son birkaç yılda en iyi performans gösteren sektörlerin bile ekonomik yavaşlamadan etkilendiğine işaret ediyor. Teknoloji şirketleri, son iki yılda AI patlamasıyla büyük personel alımı yaptı; ancak şimdi, gelirlerin bu büyümeyi desteklemediği görülüyor.
Revelio Labs’in en son yayımladığı verilere göre, Ekim ayında ABD’de tarım dışı istihdam 9.100 kişi azaldı; önceki ay 33.000 kişi artmıştı. Bu rakam büyük olmasa da, artıştan azalmaya geçiş, oldukça olumsuz bir sinyal. İş piyasası, ekonomik sağlığın göstergesi olarak kabul edilir; istihdamda küçülme, genellikle ekonomik durgunluğun yaklaştığını gösterir.
Brown Brothers Harriman & Co.’dan Elias Haddad, Aralık ayında Federal Reserve’in faizleri 25 baz puan daha indireceğini öngörüyor. Çünkü, sıkılaştırıcı politikaların, zaten kırılgan olan istihdam piyasasını daha da zorlayacağı ve enflasyon risklerinin henüz ortaya çıkmadığı düşünülüyor. Bu tahmin, mevcut ekonomik veriler ışığında yapılıyor: İş piyasası kötüleşiyor, ancak enflasyon baskısı yeniden ortaya çıkmadı; bu da Fed’e faiz indirme alanı sağlıyor.
Federal Rezerv içindeki şahin ve güvercin görüş ayrılıkları zirvede
Federal Rezerv’in faiz indirimi öngörüsündeki belirsizlik, ABD hisse senetlerinin büyük kayıplar yaşamasının ana nedenlerinden biri. Son zamanlarda birçok Fed yetkilisi peş peşe açıklamalar yaparak, içerdeki fikir ayrılıklarını daha da derinleştirdi. 6 Kasım’da, Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, hükümetin “kapanması” nedeniyle önemli enflasyon verilerinin eksik olduğunu belirterek, faizleri daha fazla düşürme konusunda temkinli olduğunu söyledi.
Goolsbee, önceden faizleri kademeli olarak düşürme yönünde görüş bildirirken, son açıklamasında, önemli fiyat endekslerinin olmaması nedeniyle endişe duyduğunu ve özellikle toplam enflajonun yeniden yükseliş eğiliminde olduğunu belirtti. “Enflasyon tarafında sorun çıkarsa, bunun fark edilmesi uzun zaman alır; iş gücü piyasası kötüleşirse, hemen fark ederiz” dedi. Goolsbee, bu yıl Aralık’taki FOMC toplantısında oy kullanma hakkına sahip olacak ve faiz kararını o zaman verecek.
Buna karşılık, Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester ise daha “şahin” bir duruş sergiliyor; o, enflasyonun daha acil bir tehdit olduğunu ve mevcut faiz oranlarının “neredeyse hiç kısıtlayıcı” olduğunu belirtiyor. Mester, para politikasının enflasyonu baskılamaya devam etmesi gerektiğini savunuyor.
Federal Rezerv içindeki üç ana görüş
Güvercinler (Goolsbee): İş kayıplarına odaklı, faizleri indirmeyi destekliyor ama veri eksikliği nedeniyle temkinli
Şahinler (Harker, Mester): Enflasyon riskini ön planda tutuyor, faizlerin “neredeyse hiç kısıtlayıcı” olduğunu düşünüyor, agresif faiz indirimine karşı
Nötrler (Williams): Düşük faiz ortamının devam edeceğine inanıyor, nötr faiz oranı yaklaşık %1, mevcut veriler teorik beklentilerden daha önemli
Harker, enflasyonun 2026 sonrası 1-2 yıl içinde Fed’in %2 hedefini tutturacağını tahmin ediyor; bu da, önümüzdeki yıllarda fiyat istikrarını yakalamanın zor olacağı anlamına geliyor. Ayrıca, Fed’in 19 politika yapıcı üyesinin medyan tahminiyle uyumlu olarak, fiyat hedeflerine ulaşmanın önünde uzun bir zaman dilimi olduğunu ve yüksek enflasyonun ekonomiye sızma riskinin bulunduğunu belirtiyor.
"Fed’in üç önemli ismi"nden John Williams ise, düşük faiz ortamının devam ettiğini ve nötr faiz oranının yaklaşık %1 olduğunu söylüyor. Gerçek politika uygulamalarında, mevcut verilerin nötr faiz oranı tahmininden daha önemli olduğunu belirtiyor. Eski Fed finansal denetim başkan yardımcısı Michael Barr ise, Fed’in “istihdam piyasasını sağlam tutmak” için dikkatli olması gerektiğine vurgu yapıyor.
Yeni atanan Fed üyesi Milan ise, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, faiz indirmeye devam etmenin “makul bir adım” olduğunu ve Aralık toplantısında da faiz indirimi yapılabileceğini belirtti. Bu açıklamalar, Fed içindeki faiz indirme yolundaki fikir ayrılıklarının derinleştiğine ve Aralık toplantısına ilişkin belirsizliği artırıyor. Piyasa, Fed’in bir sonraki adımını kestiremediğinde, riskli varlıklar genellikle satışa çıkar.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
ABD hisse senetleri tümüyle çöktü! Yapay zeka hisseleri %25 düştü, Fed’in faiz indirimi konusunda anlaşmazlık paniğe neden oldu
6 Kasım’da ABD hisse senedi üç büyük endeksi tümüyle sert kayıplar yaşadı, Nasdaq bir ara %2’nin üzerinde düşüş gösterdi. Büyük teknoloji hisseleri topluca satışa çıktı, AI ile ilgili hisse senetleri ise tümüyle çöktü; bunlar arasında “AI uygulama hisseleri” Duolingo %25’in üzerinde değer kaybetti. VIX korku endeksi ise %8’in üzerinde hızla yükseldi. Federal Rezerv içindeki faiz indirme yoluyla ilgili ciddi fikir ayrılıkları ortaya çıktı; Goolsbee enflasyon verisi eksikliği nedeniyle temkinli davranırken, Harker şahin duruşunu korudu, Williams ise düşük faiz ortamının devam edeceğini vurguladı.
ABD hisse senedi üç büyük endeksi teknoloji hisseleri öncülüğünde sert düştü
(Kaynak: Google)
Doğu saatine göre 6 Kasım’da ABD hisse senetleri endeksleri toplamda düşük açılış yaptı ve gün boyunca kayıplarını sürdürdü. Kapanışta S&P 500 %1.12, Nasdaq %1.9, Dow Jones %0.84 değer kaybetti. Bu genel düşüş, piyasa duyarlılığının son derece kötümser olduğunu gösteriyor; yatırımcılar riskli varlıkları satıyor. Nasdaq, teknoloji hisselerinin yoğun olduğu endeks olarak en çok %1.9 kayıpla etkilendi ve teknoloji hisselerinin en büyük satış baskısını yaşadığını gösterdi.
ABD’nin büyük teknoloji şirketleri topluca sert düştü; AMD %7’nin üzerinde kayıp yaşarken, Nvidia, Tesla ve Qualcomm %3’ün üzerinde düşüş gösterdi. Amazon, Meta ve Oracle ise %2’nin üzerinde geriledi. Microsoft ve TSMC ADR’leri %1’in biraz üzerinde kayıplar yaşadı. Apple ve Broadcom ise küçük çaplı değer kaybetti. AMD’nin %7’lik sert düşüşü özellikle dikkat çekti çünkü bu şirket, AI çip alanında Nvidia’dan sonra ikinci büyük oyuncu konumunda. Nvidia ve Tesla’nın %3’lük kayıpları da oldukça anlamlı; bu iki şirketin piyasa değeri göz önüne alındığında, yüzlerce milyar dolar değer kaybı söz konusu.
AI ile ilgili hisse senetleri ise genel olarak düşüş yaşadı; bu da yatırımcıların teknoloji hisselerinin yüksek değerlemeleri konusunda endişelerini artırdı. AI uygulama hisseleri, özellikle Duolingo, %25’in üzerinde değer kaybetti ve bu, tarihin en büyük günlük düşüşü oldu. Şirketin finansal öngörüleri beklentilerin altında kalırken, kısa vadeli para kazanma yerine “kullanıcı büyümesine” odaklanmaya devam ettiği vurgulandı. Bu tarz açıklamalar, geçmişteki teknoloji balonları döneminde sıkça duyulurdu; şirketler kâr edemediğinde, kullanıcı artışına vurgu yaparak piyasa ikna edilmeye çalışılırdı. Piyasanın bu tür anlatımlara olan sabrı ise hızla tükeniyor.
VIX korku endeksi ise %8’in üzerinde hızla yükseldi; bu, piyasalarda korku ve endişelerin arttığının açık göstergesi. VIX, S&P 500 opsiyonlarının implied volatilitesini ölçen bir endekstir ve “korku endeksi” olarak bilinir. VIX’in büyük oranda yükselmesi, yatırımcıların gelecekte piyasalarda dalgalanmanın artmasını beklediğini ve koruma amaçlı satış yapmaya yöneldiğini gösterir. Günlük %8’lik artış, piyasa risk iştahının hızla azaldığını ortaya koyuyor.
OpenAI üst düzey yöneticilerinin açıklamaları AI balonu paniğini tetikledi
Analistler, OpenAI üst düzey yöneticilerinin son açıklamalarının, piyasalarda “AI balonu” tartışmasını körüklediğine dikkat çekiyor. Ayrıca ABD’de istihdam piyasasındaki kötüleşme sinyalleri de piyasa duyarlılığını daha da artırdı. OpenAI Mali İşler Direktörü Sarah Friar, Çarşamba günü düzenlenen bir etkinlikte, şirketin bankalar, özel sermaye fonları ve federal hükümet tarafından “garantili” veya “destekli” bir ekosistem kurmayı hedeflediğini söyledi. Bu, şirketin büyük çip yatırımlarını finanse etmek için bir çaba olarak sunuldu.
“Garanti” ifadesi finans alanında oldukça hassas bir terimdir; 2008 finansal krizinde hükümetlerin büyük finans kurumlarına sağladığı kurtarma paketlerini hatırlatır. Bir özel teknoloji şirketinin, finansal destek veya garanti arayışında olduğunu söylemesi, piyasalarda hemen olumsuz algılandı; şirketin finansal açıdan zor durumda olabileceği veya iş modelinin sürdürülebilir olmadığı şeklinde yorumlandı. Bu yanlış anlamalar hızla yayıldı ve AI yatırım getirileri konusunda şüpheleri artırdı.
Haberlerin yükselmesi üzerine, Friar Perşembe günü yaptığı açıklamada, şu anda hükümetin altyapı yatırımlarına “garanti” vermek gibi bir niyetlerinin olmadığını belirtti. “Garanti” kelimesinin kullanımı, aslında onun asıl niyetini tam yansıtmamıştı. OpenAI CEO’su Sam Altman ise, şirketin CFO’sunun, ABD hükümetinin “ulusal stratejik hesaplama gücü rezervi” kurması ve büyük ölçekli hesaplama satın alma anlaşmaları yapması gerektiğini ifade ettiğini açıkladı. Ancak bunun, kamu yararına hizmet etmesi gerektiği ve herhangi bir özel şirketin kar amacı gütmediği vurgulandı.
Daha sonra, Trump yönetiminin AI danışmanı David Sacks, “Federal hükümetin AI konusunda kurtarma yapmayacağını” belirtti. Sacks, “ABD’de en az 5 öncü AI modeli şirketi var; biri iflas ederse, diğerleri devralır” diyerek, hükümetin müdahale etmeyeceği yönünde sert bir mesaj verdi. Bu açıklama, hükümetin tutumunu netleştirse de, aynı zamanda AI şirketlerinin finansal açıdan zor durumda olabileceğine işaret etti; aksi takdirde bu kadar net bir açıklama yapmaya gerek kalmazdı.
İstihdam piyasası çöküşü ve işten çıkarmalar hız kazanıyor
ABD hisse senetlerindeki sert düşüş, aynı zamanda iş piyasasındaki kötüleşmenin de etkisiyle gerçekleşiyor. Challenger, Gray & Christmas verilerine göre, Kasım ayında ABD’de toplam işten çıkarma sayısı 153.074 kişi oldu. Bu rakam, özellikle teknoloji ve depolama sektörlerindeki artışla, Eylül ayına göre %183 artış gösterdi ve geçen yılın aynı döneminin neredeyse üç katına çıktı. Ayrıca, 2025 yılı, 2009’dan bu yana en yüksek işten çıkarma yılı olmaya aday.
Bu rakamların arkasında, ekonomik gerçekler yatıyor. 153.074 kişinin işini kaybetmesi, yüz binlerce ailenin gelirinin aniden kesilmesi anlamına geliyor. Teknoloji ve depolama sektörlerindeki yoğun işten çıkarmalar, son birkaç yılda en iyi performans gösteren sektörlerin bile ekonomik yavaşlamadan etkilendiğine işaret ediyor. Teknoloji şirketleri, son iki yılda AI patlamasıyla büyük personel alımı yaptı; ancak şimdi, gelirlerin bu büyümeyi desteklemediği görülüyor.
Revelio Labs’in en son yayımladığı verilere göre, Ekim ayında ABD’de tarım dışı istihdam 9.100 kişi azaldı; önceki ay 33.000 kişi artmıştı. Bu rakam büyük olmasa da, artıştan azalmaya geçiş, oldukça olumsuz bir sinyal. İş piyasası, ekonomik sağlığın göstergesi olarak kabul edilir; istihdamda küçülme, genellikle ekonomik durgunluğun yaklaştığını gösterir.
Brown Brothers Harriman & Co.’dan Elias Haddad, Aralık ayında Federal Reserve’in faizleri 25 baz puan daha indireceğini öngörüyor. Çünkü, sıkılaştırıcı politikaların, zaten kırılgan olan istihdam piyasasını daha da zorlayacağı ve enflasyon risklerinin henüz ortaya çıkmadığı düşünülüyor. Bu tahmin, mevcut ekonomik veriler ışığında yapılıyor: İş piyasası kötüleşiyor, ancak enflasyon baskısı yeniden ortaya çıkmadı; bu da Fed’e faiz indirme alanı sağlıyor.
Federal Rezerv içindeki şahin ve güvercin görüş ayrılıkları zirvede
Federal Rezerv’in faiz indirimi öngörüsündeki belirsizlik, ABD hisse senetlerinin büyük kayıplar yaşamasının ana nedenlerinden biri. Son zamanlarda birçok Fed yetkilisi peş peşe açıklamalar yaparak, içerdeki fikir ayrılıklarını daha da derinleştirdi. 6 Kasım’da, Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, hükümetin “kapanması” nedeniyle önemli enflasyon verilerinin eksik olduğunu belirterek, faizleri daha fazla düşürme konusunda temkinli olduğunu söyledi.
Goolsbee, önceden faizleri kademeli olarak düşürme yönünde görüş bildirirken, son açıklamasında, önemli fiyat endekslerinin olmaması nedeniyle endişe duyduğunu ve özellikle toplam enflajonun yeniden yükseliş eğiliminde olduğunu belirtti. “Enflasyon tarafında sorun çıkarsa, bunun fark edilmesi uzun zaman alır; iş gücü piyasası kötüleşirse, hemen fark ederiz” dedi. Goolsbee, bu yıl Aralık’taki FOMC toplantısında oy kullanma hakkına sahip olacak ve faiz kararını o zaman verecek.
Buna karşılık, Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester ise daha “şahin” bir duruş sergiliyor; o, enflasyonun daha acil bir tehdit olduğunu ve mevcut faiz oranlarının “neredeyse hiç kısıtlayıcı” olduğunu belirtiyor. Mester, para politikasının enflasyonu baskılamaya devam etmesi gerektiğini savunuyor.
Federal Rezerv içindeki üç ana görüş
Güvercinler (Goolsbee): İş kayıplarına odaklı, faizleri indirmeyi destekliyor ama veri eksikliği nedeniyle temkinli
Şahinler (Harker, Mester): Enflasyon riskini ön planda tutuyor, faizlerin “neredeyse hiç kısıtlayıcı” olduğunu düşünüyor, agresif faiz indirimine karşı
Nötrler (Williams): Düşük faiz ortamının devam edeceğine inanıyor, nötr faiz oranı yaklaşık %1, mevcut veriler teorik beklentilerden daha önemli
Harker, enflasyonun 2026 sonrası 1-2 yıl içinde Fed’in %2 hedefini tutturacağını tahmin ediyor; bu da, önümüzdeki yıllarda fiyat istikrarını yakalamanın zor olacağı anlamına geliyor. Ayrıca, Fed’in 19 politika yapıcı üyesinin medyan tahminiyle uyumlu olarak, fiyat hedeflerine ulaşmanın önünde uzun bir zaman dilimi olduğunu ve yüksek enflasyonun ekonomiye sızma riskinin bulunduğunu belirtiyor.
"Fed’in üç önemli ismi"nden John Williams ise, düşük faiz ortamının devam ettiğini ve nötr faiz oranının yaklaşık %1 olduğunu söylüyor. Gerçek politika uygulamalarında, mevcut verilerin nötr faiz oranı tahmininden daha önemli olduğunu belirtiyor. Eski Fed finansal denetim başkan yardımcısı Michael Barr ise, Fed’in “istihdam piyasasını sağlam tutmak” için dikkatli olması gerektiğine vurgu yapıyor.
Yeni atanan Fed üyesi Milan ise, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, faiz indirmeye devam etmenin “makul bir adım” olduğunu ve Aralık toplantısında da faiz indirimi yapılabileceğini belirtti. Bu açıklamalar, Fed içindeki faiz indirme yolundaki fikir ayrılıklarının derinleştiğine ve Aralık toplantısına ilişkin belirsizliği artırıyor. Piyasa, Fed’in bir sonraki adımını kestiremediğinde, riskli varlıklar genellikle satışa çıkar.